DİK DUR TRABZON, GEÇMİŞİNDEN UTANMA VE PERDERE LA TREBİSONDA
Trabzon üç bin yıldır Pontos şehridir. Ve Pontos’ta üç bin yıldır Rum/Helen kültürü hakim olmuştur. Bugün kendilerini nasıl tanımlıyor olurlarsa olsunlar, bu geçmiş Trabzonluların da geçmişidir.
İnsanlık tarihinin en önemli kültürel birikimine sahip olan bu şehrin insanları açısından Pontos sözcüğü, Rum sözcüğü ile yan yana anılmak utanılacak değil tam aksine sahiplenilmesi gereken bir durumdur.
İstanbul’da kriket nedir bilinmezken 1914 yılında Trabzon’da kriket, golf ve tenis sporlarının yapıldığını biliyor muydunuz?
1895’te önemli ameliyatların yapıldığı büyük bir hastaneye sahiptir Trabzon. Opera binalarının, tiyatro binalarının dolu dolu olduğu, her sokağından keman ve piyano seslerinin geldiği Trabzon şehrinin bugünkü sakinleri nasıl böyle bir geçmişten utanabilirler?
Yüz yıldır ötekileştirilen sadece Trabzon değildir; Rize’dir, Sinop’tur, Samsun’dur, Ordu’dur, Giresun’dur. Tokat, Amasya, Gümüşhane de Pontos Rum geçmişinden dolayı bu ırkçı nefret söylemleriyle sık sık karşı karşıya kalmamış mıdır?
Uydurdukları fıkralarıyla bu coğrafyanın insanını küçük düşürmeye, aptal yerine koymaya çalışmak, şiveleriyle, burunlarıyla dalga geçmek de ötekileştirmenin başka bir boyutudur.
Daha dünyada herhangi bir üniversitede sağır ve dilsizler için bilimsel bir eğitim kurumu yokken, Amasya’da ayna ile gırtlak hareketlerini takip edip harfleri tanıyan, dudak okuma yöntemi ile eğitim veren Merzifon Koleji, Pontos’ta bugün yaşayan herkes için, sahiplenecekleri bir geçmiştir.
Genç kadınlar Pontos şehirlerinde okuma imkanına sahiptir. Trabzon Kız Okulu 1846 yılında faaliyete başlar ve daha sonra 1873 yılında Gümüşhane Kız Okulu kurulur.
Sinop, Amasya,
Ordu, Safranbolu, Giresun gibi birçok Pontos şehrinde açılan yeni okullarla
genç kadınlar erkekler gibi ücretsiz okuma hakkına sahip olur.
Ve bu genç kadınların sayıları artarak ilerler. 1870 yılında 250 öğrenci
Trabzon’da öğrenim görürken, 1880 yılında sayıları 738’dir. Gümüşhane’de
1874’de 28 olan öğrenci sayısı, 1906’da 100’e ulaşır.
Genç kadınlar bu okullarda sadece dikiş nakış gibi cinsiyetlerine yönelik
dersler almazlar; Ekonomi, Matematik, Fizik, Tarih, Coğrafya, Fransızca gibi
konularda da eğitim görürler.
Aynı zamanda
eğitimci olan Trabzonlu gazeteci Nikos Kapetanidis eğitim üzerine yayınladığı makalelerinde
kilisenin eğitime karışmasına karşı çıkar. 19. Yüzyılın sonları ve 20. Yüzyılın
başları Pontos’un aydınlanmacı yanının öne çıktığı dönemdir. Böylesi aydın bir
geçmişi var etmiş insanların hangi
milliyetten olduğunun ne önemi vardır? Onlar en iyi ihtimalle O coğrafyada
yaşayan insanların dedelerinin, ninelerinin komşuları, dostları, arkadaşlardır.
Ne yazık ki bu aydınlanmaya son verilmiş ve ardından ‘Anadolu fakirdi, cahildi,
cumhuriyetle Anadolu’yu aydınlattık’ denilecektir ileriki yıllarda.
Hasta
olduğunda kapısını çaldığı doktorları, ilaç ihtiyacı olduğunda gittiği
eczacıların hangi milliyetten olduğunun önemi var mıdır? Trabzonlular bu
doktorlardan, eczacılardan nasıl utanabilir?
İşte 1904 yılında Trabzon Sancağındaki doktor ve eczacılar:
1904 yılında Trabzon Vilayeti Trabzon Sancağında doktor olarak görev yapan bütün memurların listesidir: Malezyan Efendi Yorokli Efendi Minasyan Efendi Elguyadi Efendi Madaksa Efendi İspetaro Efendi Melityadi Efendi İlya Haritidi Efendi Ceynaro Efendi Eframidi Efendi (Trabzon Vilayeti Salnamesi 1904, 22.Cilt, Sayfa 571) 1904 yılında Trabzon Vilayeti Trabzon Sancağındaki eczaneler ve eczacıların listesi: Çırakyan Karabet Efendi Sürmeliyan Karabet Efendi Sürmeliyan İstepam Efendi Bogos Zahiko Efendi Timote Marango Efendi Yani Efendi Yanko Efendi (Trabzon Vilayeti Salnamesi 1904, 22.Cilt, Sayfa 571) |
4 dilde eğitim
yapan Pontos okullarının kütüphanelerinin, botanik bahçelerinin bugünün
üniversitelerinde dahi olmadığı bir coğrafyada bu geçmişten değil, bu geçmişin
yok edilmiş olmasından utanılmalıdır.
Sadece Pontos şehirlerindeki Rumlara ait okul sayısı 1401’dir ve toplam öğrenci
sayısı 85.890’dur. (G.Lampsidis, Oι προσφυγες του 1922/1922 Mültecileri, Atina
1982, Sayfa 31)
Edebiyat dergilerinin, sanat dergilerinin yok sattığı Pontos şehirlerinin dışında neredeyse tüm köylerinde halk tiyatrolarının olduğu bir geçmişten nasıl utanılır ki?
Fransızca, İtalyanca, Helence, Rusça, İngilizce ve Türkçe gazeteler satılıyordu limanlarında Pontos’un. Le Figaro gazetesinin 150 abonesi vardır Trabzon’da 1915’te.
Öyle
ki ticaret erbabı Cenevizliler, denizcilik terimlerine Pontosla ilgili yeni bir
terim katacaktı.
‘Yolunu Şaşırma’ manasında kullanılan bu İtalyanca terim, yüzyıllar boyunca
dünyanın neresinde olursa olsun gemicilerin dilinden düşmeyecekti: PERDERE LA TREBİSONDA
/ Trabzon’u kaybetme.
Dik dur Trabzon geçmişinden utanma; utanması gerekenler bu zenginliği yok edenlerdir ve Perdera La Trebisonda / Trabzon’u kaybetme!
Comments are closed.